Yatırımcıların Mutlaka Bilmesi Gerektiği 10 Finansal Terim

Yatırımcıların yatırım yapmadan önce belirli bir bilgi birikime sahip olması gerekiyor. Finansal piyasalarda finansal okuryazarlık, finansal terim bilgisi çok önem taşıyor. Bu bağlamda finans ile ilgilenen bireylerin aşağıda hazırladığım terimlere mutlak hakim olması gerekiyor.

10 ÖNEMLİ FİNANSAL TERİM

1. Likidite
Likidite, bir varlığın hızlıca nakde çevrilebilme kabiliyetini ifade eder. Örneğin, elinizdeki bir hisse senedi, bir gayrimenkule göre çok daha likittir çünkü hisse senedini anında satabilir ve paraya çevirebilirsiniz. Finansal sistemde likidite, piyasalarda işlem yapmanın ne kadar kolay olduğunu gösteriyor. Bankalar için likidite, günlük yükümlülüklerini karşılayacak nakit ya da nakde çevrilebilir varlık bulundurmayı gerektirir. Şirketler içinse borçlarını zamanında ödeyebilme kapasitesine denir. Yüksek likidite, yatırımcıya esneklik ve güvenlik sağlar. Düşük likidite ise satışta zarar riskini artırabilir. Merkez bankaları, sistemin likiditesini ayarlamakla yükümlüdür.

2. Temettü
Temettü, bir şirketin elde ettiği kârın, ortaklarına nakit veya hisse olarak dağıtılan kısmıdır. Genellikle yıl sonlarında açıklanır ve kârlı çalışan şirketler temettü verir. Özellikle uzun vadeli yatırımcılar için temettü, düzenli pasif gelir sağlar. Hisse başına temettü miktarı, şirketin yönetim kurulu tarafından belirlenir. Bazı şirketler yüksek temettü verirken, bazıları kârı büyüme yatırımlarında kullanmayı tercih eder. Temettü verimi ise dağıtılan temettünün, hisse fiyatına oranıdır. Temettü, şirketin kârlılığının ve yatırımcısına olan sadakatinin göstergesidir. Türkiye’de Borsa İstanbul’da temettü dağıtan birçok köklü şirket bulunur.

3. Faiz Oranı
Faiz oranı, borç alınan paranın maliyetini ya da yatırılan paranın getirisini ifade eder. Bankadan kredi aldığınızda ödediğiniz ek ücret faizdir. Tersi olarak, bankaya para yatırdığınızda kazandığınız gelir de faizdir. Merkez bankaları, ekonomiyi yönlendirmek için faiz oranlarını artırabilir ya da düşürebilir. Düşük faiz tüketimi ve yatırımı teşvik ederken, yüksek faiz tasarrufu artırır ve enflasyonu dizginler. Faiz oranları, yatırım kararlarını doğrudan etkiler. Örneğin, düşük faiz ortamında hisse senetleri gibi riskli varlıklara talep artar. Sabit ve değişken faizli finansal ürünler vardır. Her yatırımcının risk iştahına göre farklı tercihler söz konusudur.

4. Türev Ürün
Türev ürünler, değeri başka bir varlığa bağlı olan finansal araçlardır. Bu ürünler genellikle vadeli işlem sözleşmeleri, opsiyonlar ve swaplar gibi karmaşık yapılardan oluşur. Dayanak varlık ise hisse senedi, döviz, emtia veya faiz olabilir. Türev ürünler, yatırımcıya riskten korunma (hedging) imkânı sunar. Örneğin, döviz kuru riski taşıyan bir ihracatçı, vadeli döviz işlemiyle kur değişiminden korunabilir. Ancak bu araçlar aynı zamanda spekülasyon için de kullanılır. Yüksek kaldıraç içerebildiğinden dolayı büyük kazançlar kadar büyük zararlar da doğurabilir. Bu nedenle türev ürünler iyi bir bilgi ve strateji gerektirir.

5. Portföy
Portföy, bir yatırımcının sahip olduğu tüm finansal varlıkların toplamıdır. Bu varlıklar hisse senetleri, tahviller, fonlar, döviz, altın veya kripto paralar olabilir. İyi bir portföy, farklı varlıklardan oluşarak çeşitlendirme (diversifikasyon) sağlar. Amaç, riski azaltmak ve getiri potansiyelini artırmaktır. Yatırımcı, risk profiline göre agresif ya da temkinli bir portföy oluşturabilir. Portföy yönetimi, sürekli takip ve yeniden dengeleme gerektirir. Ayrıca yatırımcılar, portföylerini kısa, orta ve uzun vadeli hedeflere göre planlamalıdır. Profesyonel destek almak isteyenler, portföy yönetim şirketlerinden hizmet alabilir. Portföy çeşitliliği, finansal başarı için kritik bir faktördür.

6. Bilanço
Bilanço, bir şirketin belirli bir tarihteki finansal durumunu gösteren temel tablolardan biridir. Üç ana bölümden oluşur: varlıklar (aktifler), borçlar (pasifler) ve öz sermaye. Bilanço denkliği kuralı, varlıkların borçlar ve öz sermayeye eşit olmasıdır. Bu tablo, şirketin sahip olduğu kaynaklar ve bu kaynakların nasıl finanse edildiğini gösterir. Yatırımcılar ve analistler, şirketin bilançosunu inceleyerek mali sağlığını değerlendirir. Örneğin yüksek borç oranı, finansal riskin fazla olduğunu gösterebilir. Düzenli bilanço analizi, hem şirket sahipleri hem de yatırımcılar için önemlidir. Her yılsonunda veya çeyrek dönemlerde kamuya açıklanır.

7. Arbitraj
Arbitraj, bir varlığın farklı piyasalardaki fiyat farklarından yararlanarak risksiz kâr elde etme stratejisidir. Örneğin, bir hisse senedi New York borsasında 100 dolarken, Londra borsasında eşdeğeri 101 dolarsa, yatırımcı ucuz olanı alıp pahalı olanı satar. Bu işlem fiyatlar eşitlenene kadar devam eder. Arbitraj işlemleri genellikle çok hızlı yapılır ve teknolojik sistemlerle gerçekleştirilir. Bu yüzden büyük yatırım firmaları avantajlı konumdadır. Arbitraj, piyasaların verimli çalışmasına da katkı sağlar çünkü fiyat farklarının ortadan kalkmasına neden olur. Ancak işlem maliyetleri ve vergiler, bazı arbitraj fırsatlarını kârsız hâle getirebilir.

8. Enflasyon
Enflasyon, genel fiyat seviyesinin zaman içinde sürekli artış göstermesi durumudur. Enflasyon arttıkça, aynı parayla daha az mal ve hizmet alınabilir, yani paranın satın alma gücü düşer. Enflasyonun başlıca nedenleri arasında talep fazlası, maliyet artışları ve para arzındaki aşırı genişleme yer alır. Enflasyon oranı genellikle yıllık bazda hesaplanır. Merkez bankaları, fiyat istikrarını sağlamak için para politikalarıyla enflasyonu kontrol etmeye çalışır. Düşük ve istikrarlı enflasyon, ekonominin sağlıklı işleyişi için gereklidir. Ancak yüksek enflasyon hem tasarruf sahiplerini hem de dar gelirli bireyleri olumsuz etkiler. Hiperenflasyon ise ekonomik kaosa neden olabilir.

9. Kaldıraç
Kaldıraç, yatırımcının sahip olduğundan daha büyük bir pozisyon açabilmesini sağlayan finansal bir araçtır. Örneğin 1.000 TL ile 1:10 kaldıraç kullanıldığında, 10.000 TL’lik işlem yapılabilir. Kaldıraç, potansiyel getirileri artırabildiği gibi, zararları da aynı oranda büyütür. Forex ve türev piyasalarda sıkça kullanılır. Kaldıraçlı işlemler, yüksek risk barındırdığı için profesyonel bilgi ve deneyim gerektirir. Şirketler de kaldıraç kullanabilir; borçla büyümeye çalışırlar. Finansal kaldıraç oranı, şirketin ne kadar borçla çalıştığını gösterir. Kaldıraç, kazancı büyütmenin hızlı bir yolu olabilir, ama aynı zamanda büyük kayıplar da yaşatabilir.

10. Nakit Akışı
Nakit akışı, bir şirketin belirli bir dönemde kasasına giren ve çıkan nakit parayı ifade eder. Nakit akış tablosu, bu hareketleri gösteren finansal bir belgedir. Şirketin faaliyetlerinden, yatırımlarından ve finansman işlemlerinden elde ettiği nakitleri kapsar. Kârlı bir şirketin bile nakit akışı olumsuzsa, ödeme sıkıntısı yaşayabilir. Bu nedenle sadece gelir tablosuna değil, nakit akışına da dikkat edilmelidir. Yatırımcılar, şirketin borç ödeme kapasitesini, yatırım yapma kabiliyetini ve temettü ödeme potansiyelini anlamak için bu tabloyu analiz eder. Pozitif nakit akışı, şirketin sağlıklı bir şekilde işlediğinin işaretidir.

Ekonomi-Finans-Yatırım alanlarında daha çok makale ve yazı okumak için Blogphy sitesini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir